Tiroit bezleri endokrin sistemin parçalarıdır. Vücut sıcaklığının, kalp atışlarının ve metabolizmanın düzenlenmesinde görev yapan hormonları salgılarlar. Yaklaşık başparmak büyüklüğüne sahip tiroid bezi boyun tabanında, nefes borusunun önünde konumlanmıştır. Tiroit bezindeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucunda tiroit kanseri gündeme gelebilir.
En sık görülen tiroit kanseri belirtileri arasında boğazda ve boyunda ağrı, lenf düğümleri oluşumu, yutma sırasında güçlük çekilmesi, boyun bölgesindeki cilt yapısında değişme, lenf bezlerinde şişlik gibi semptomlar da yer alır. Her ne kadar tiroid bezindeki şişlikler ve nodül oluşumlarının detaylı bir şekilde tetkik edilmesi gerekse de her zaman çok tehlikeli olduklarını ya da bir diğer deyişle kötü huylu oluşumlar olmayabileceğinin bilinmesi gerekir.
Tiroit bezinde ortaya çıkan kötü huylu kitleler tiroid tümörü olarak adlandırılmaktadır. Tiroid nodülleri içerisinde gelişen bu kitleler kötü huylu olabileceği gibi iyi huylu da olabilmektedir. Nitekim tiroid nodüllerinin yaklaşık %5 oranında kanserleştiği bilinmektedir. Bu nedenle tiroid nodülü olan hastaların hemen paniğe kapılmaması ve gerekli tetkiklere başvurması önemlidir.
Tiroit Kanseri Nedir?
Tiroit kanseri, tiroid bezini etkileyen ve görülme sıklığı çok fazla olmayan bir kanser türüdür. Sıklıkla 30’lu yaşlardaki ya da 60’lı yaşları aşanlarda görülmektedir. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklerin 2 ila 3 kat daha fazla olduğu bilinmektedir. Tiroit kanseri erken teşhisle tedavi edilebilen bir kanser türü olma özelliğine sahiptir.
Tiroit Kanseri Nedenleri Nelerdir?
Tiroit bezi hücrelerindeki DNA farklılaşması sonucu hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi sonucu tiroit kanseri oluşur. Nedenlerinden ziyade risk faktörlerinden bahsedilmesi mümkündür.
- Ailesinde tiroit kanseri öyküsü bulunanlarda,
- Çocukluk döneminde yüksek oranda radyasyona maruz kalanlarda,
- Tiroid iltihaplanması ve guatr gibi tiroid problemleri görülenlerde,
- Vücudun aşırı büyüme hormonu salgıladığı durumlarda ve
- Aşırı kilolu kişilerde tiroit kanseri görülme riskinin artığı kabul edilmektedir.
Tiroid kanseri belirtileri, az önce de ifade edildiği gibi çeşitlilik arz eder. Yutmada zorluk, zaman geçtikçe iyileşmeyen boğaz ağrısı ve lenf nodüllerinde şişme başlıca belirtilerdir. Tüm bu belirtiler içerisinde tiroid nodülleri en çok endişe yaratanlar arasındadır. Bu nedenle tiroid nodülleri hakkında daha detaylı bilgiye sahip olunması önemlidir.
Tiroid Nodülleri
Tiroid bezinde yumru benzeri oluşumlar tiroid nodülü olarak adlandırılır. Çoğu tiroid nodülünün iyi huylu olduğu bilinmektedir. Kimi zaman bu nodüller fazla tiroid hormonu ürettikleri için hipertiroidizme yol açabilirler. Tiroid üretimi fazla olan nodüllerin büyük oranda iyi huylu oldukları söylenebilir.
Tiroid nodülleri her yaşta görülebilir. Genellikle erişkinlik ve yaşlılık döneminde ortaya çıkarlar. 10 yetişkinden 1’inde tiroid nodüllerine rastlanabilmektedir. Çoğu nodül içerisinde sıvı ya da kolloid adı verilen birikmiş tiroid hormonu formu bulunur. İyi huylu tiroid nodülleri çoğunlukla kendiliğinden geçme eğilimindedir, yine de takip edilmeleri önemlidir.
Tiroid Nodülü Olan Hastalarda Cerrahi Ne Zaman Gündeme Gelir?
Tiroid nodülleri genellikle iyi huylu olabilseler de tetkik edilmeleri gerekir, bazı hastalarda tiroid nodüller kanser nedeniyle oluşabilmektedir. Bu nedenle tiroid nodüllerinin öncelikle iyi mi kötü huylu mu olduklarının belirlenmesi şarttır. Tetkik aşamasında kan testleri yapılır, görüntüleme tekniklerine başvurulur. Ultrasonografi ile nodülün sertliği, çapı ve şekli ile ilgili bilgi edinilir. Aynı zamanda kenar özellikleri ve nodüldeki damarlanma ile ilgili netlik kazanılır. Gerçekleştirilen tüm tetkikler sonucu cerrahi kararı verilebilmektedir.
Özellikle aspirasyon tetkiki sonuçlarında anomali olursa, şüpheli bir durum olduğu düşünülürse nodülün çıkartılması için cerrahiye başvurulması mümkündür. İyi huylu tümörlerin kontrol altına alınması mümkün değilse ya da takipleri güç ise yine cerrahi gündeme gelebilir. Bazı hastalarda iyi huylu nodüller fazla büyük olduğu için solunumu zorlaştırabilir; bu gibi bir şikâyette de cerrahiye başvurulması mümkündür.