Orta kulakta anormal kemik gelişimi ile karakterize durum; orta kulak kireçlenmesi ya da otoskleroz olarak adlandırılır. Otoskleroz genç yetişkinlerde işitme kaybının yaygın nedenleri arasındadır. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte aile öyküsünün varlığı, gebelik ve cinsiyet gibi faktörlerin otoskleroz riskini artırdığı kabul edilmektedir.
Otoskleroz ilerleyici şekilde işitme kaybına neden olabilir, kulak çınlamasına yol açabilir ve denge kaybı şikayetine neden olabilir. İşitme testi ve CT tarama gibi tetkik yöntemleri ile teşhis edilebilen otoskleroz tedavisi hastanın yaşadığı işitme kaybının boyutuna göre planlanır. Bu dahilde ilaç, işitme desteği ve cerrahi tedavi yöntemleri gündeme gelebilir.
Otoskleroz Nedir?
Kulak içerisinde işitmede rol oynayan üç küçük kemik bulunur; örs, üzengi ve çekiç adı verilen bu kemiklerde, özellikle de stapes olarak da bilinen üzengi kemiğinde meydana gelen yapısal bozulmalar otoskleroz olarak adlandırılır. Üzengi kemiği, çevre kemiklerle kaynaştığında hareket yetisini kaybetmeye başlar. Kulak içerisindeki kemiklerde meydana gelen bu yapısal değişimler ve fonksiyonel eksilmeler sesin iç kulağa verimli bir şekilde iletilmesini engeller.
Otoskleroz Belirtileri Nelerdir?
Kulaklardan birini ya da her ikisini birden etkisi altına alabilen otoskleroz, çoğunlukla 20’li ve 30’lu yaşlardaki bireylerde işitme sorunlarına neden olabilen bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkar.
Otoskleroz belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
- Zaman içerisinde kötüleşen işitme kaybı,
- Fısıltıları, düşük veya derin sesleri duymada zorlanma,
- Kendi sesi çok yüksek geldiği için sessiz konuşma,
- Arka plan gürültüsünde daha kolay duyma,
- Kulak çınlaması,
- Nadir olsa da denge kaybı.
Otoskleroz Nedenleri Nelerdir?
Otoskleroz sıklıkla orta kulakta yer alan stapes kemiğinin yerinde sabitlenmesi ve titreme yeteneğini kaybetmesi sonucu oluşur. Bu kemik ideal şekilde titreşmediğinde ses iç kulağa efektif bir şekilde iletilemez.
Otoskleroz nedenleri henüz netlik kazanmamıştır. Ancak otoskleroz oluşumuna yol açabilen çeşitli risk faktörleri olduğu kabul edilmektedir. Otoskleroz risk faktörleri şu şekilde özetlenebilir:
- Aile öyküsü: ailesinde otoskleroz öyküsü olan kişilerde hastalığın görülme riski artış gösterebilir.
- Cinsiyet: Hastalığın kadınlarda görülme riski daha fazladır.
- Gebelik: Gebelik döneminde otoskleroz görülme riski artış göstermektedir.
- Osteogenezis İmperfekta: Bu genetik bozukluk anormal derecede kırılgan kemiklerle karakterizedir. Osteogenezis imperfektalı kişilerde otoskleroz gelişme riski yüksektir.
- Kızamık virüsü: Kızamık virüsünün otoskleroz riskini artırdığına yönelik kanıtlar mevcuttur.
Tüm bu risk faktörleri otoskleroz oluşum ihtimalini artırsa da bazı kişilerde bu nedenlerden hiçbiri yaşanmadan da hastalık görülebilmektedir.
Otoskleroz Nasıl Teşhis Edilir?
Otoskleroz belirtileri yaşandığı takdirde zaman kaybetmeden uzmanlara başvurulması gerekir. Teşhis dahilinde işitme testlerine ve CT taramaya başvurulabilir. İşitme testi ile duyma yetisi değerlendirilebilirken, CT tarama ile koklear sinir veya labirentte hasar olup olmadığı anlaşılabilir.
Otoskleroz Tedavisi Nasıl Yapılır?
Otoskleroz tedavisi, hastanın işitme kaybının derecesine göre planlanabilmektedir. Hastada işitme kaybı hafif düzeydeyse başlangıç aşamasında herhangi bir tedavi seçeneğinin değerlendirilmesi gerekmeyebilir.
İşitme Cihazı Kullanımı
Kulağa iletilen ses miktarını artırması ve işitmenin iyileştirilmesi için işitme yardımı alınmasına dayanan tedavi yöntemidir. Herhangi bir riski bulunmamaktadır. Gelişen tıbbi teknolojilerle birlikte işitme cihazları son derece küçülmüştür ve dışarıdan bakıldığında dikkat çekmezler. Seçilmiş hastalarda son derece konforlu ve efektif bir tedavi yöntemi olarak ön plana çıkar.
Cerrahi Tedavi
İşitme cihazı takmak istemeyenler için stapedektomi adı verilen cerrahinin uygulanması mümkündür. Lokal ya da genel anestezi altında gerçekleştirilebilir. Kulak kanalı içerisinden yapılan kesiden kulak içerisindeki kemiklere ulaşılır. Stapes kemiğinin bir kısmı alınabilir ve yerine implant takılabilir. Operasyonun tamamlanmasının ardından aynı gün taburcu olunması mümkündür.
Seçilmiş hastalarda ilaç tedavisi de uygulanabilir. Bazı çalışmalar kalsiyum, D vitamini ve florür takviyeleri ile hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılabileceğini göstermektedir. Yine de bu sonuçların kesinleşmesi için daha çok çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.